
Yönetici görevlendirme süreci yeniden ele alınmalıdır
14.3.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6528 sayılı Kanun, okul ve kurum müdürü, müdür başyardımcısı ve yardımcısı olarak görev yapanlardan görev süresi dört yıl ve daha fazla olanların görevini, 2013-2014 ders yılının bitimi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın; görev süreleri dört yıldan daha az olanların görevini ise bu sürenin tamamlanmasını takip eden ilk ders yılının bitimi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın sona erdirmiştir. Ancak bu kanuna dayanılarak çıkartılan 10.6.2014 tarihli ve 29026 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin yönetici görevlendirme esaslarına ilişkin maddelerine açılan iptal davalarında verilen yürütmenin durdurulması kararları ile görev süresi sona eren yöneticilerin yeniden değerlendirilme süreçlerine karşı açmış oldukları bireysel davalar neticesi verilen iptal kararları sonrası, yönetici görevlendirme süreci yönetilemez ve yürütülemez bir hâle gelmiştir.
Mahkeme kararları gözetilerek çıkartılan yürürlükteki yönetmelik, mevcut sorunlara kısa vadeli çözümler getirse de, kazanılmış hakların korunması ve tecrübeli yöneticilerin görevlerinin devamının sağlanması noktasında yetersizdir.
Bakanlığın eğitim kurumlarının yönetimi konusunda konuya uzun vadeli bakan bir politika ve strateji geliştirmesi gerekmektedir. Yönetici görevlendirme sürecinde belirsiz ve kestirilemez bir politika izlenmesi; 6287 sayılı Kanun’la yöneticilik görev süresinin 4 yılla sınırlandırılmış olması; ek ders usul ve esaslarının yöneticilere münhasır mali haklarının günümüz eğitim kurumu yöneticiliği görevlendirme süreci ve sorumluluklarına uyarlanamaması ile nöbet ücreti gibi yönetici olamayanlara tanınan ilave imkânların denginin yöneticilere yansıtılamaması sonucu kurum içi ücret dengesinin bozulması; öğretmenlik branşındaki normlarının saklı tutulmaması nedeniyle görev süresi sona eren yöneticilerin norm kadro fazlası öğretmen konumuna düşecek olmaları gibi sebepler dikkate alındığında, mevcut durumda yönetici görevlendirme sürecinde aday ve nitelikli/tecrübeli sıkıntısı yaşanması kuvvetle muhtemeldir.
Eğitim kurumları yöneticilerinin statüsüne uygun olarak hakları da genişletilmelidir
Eğitim kurumlarına ilişkin yönetmelikleri başta olmak üzere, Bakanlık mevzuatı eğitim kurumu yöneticilerine pek çok sorumluluk yüklemiş olduğu halde, yöneticilerin gerek yetkilerinin gerekse mali haklarının yetersiz kaldığı görülmektedir. Eğitim kurumlarına daha fazla yetki ve eğitim-öğretimin yürütülmesi alanında söz sahibi olma hakkı verilmesi politikası çerçevesinde eğitim kurumu yöneticilerinin yetkileri artırılmalıdır. Yine eğitim kurumu yöneticilerine bu statülerine bağlı olarak sorumluluklarıyla orantılı ilave mali haklar verilmelidir. Bu kapsamda yöneticilik görevine bağlı ek ders ücretlerinde artışa gidilmesi, okul türüne ve okulun bulunduğu eğitim bölgesinin/ilçenin/ilin/coğrafi bölgenin sosyo-ekonomik şartları dikkate alınarak ilave ek ders ücreti ödenmesi, yöneticilerin Bakanlığın taşra teşkilatına ait araç, gereç, malzeme ve sair ekipmanı kullanma hakkı verilmesi, çalışma koşulları ve sosyal haklarının iyileştirilmesi, çalışma saatleri başta olmak üzere çalışma koşullarını eğitim kurumu özelinde kurum içinde belirleyebilmeleri, yöneticilik görevinin sona ermesi halinde bulundukları eğitim kurumunda öğretmenlik görevlerine devam edebilmeleri gibi imkânlar getirilmelidir.