
Her karne döneminde farklı heyecanların yaşandığını belirten Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi 2. Başkanı ve Çocuk Ruhu isimli kitabın yazarı Eğitimci yazar Hacı Sarı, her öğrencinin farklı özelliklere sahip olduğu bilinmelidir, öğrencilerin elde ettikleri başarı ya da başarısızlık hayatın geneline bakıldığı zaman çok küçük bir dönemi kapsamaktadır, bundan dolayı çocuklarımız değerlendirilirken ölçülü ve pozitif bakış açısına sahip olunmalıdır, ifadelerini kullandı.
Eğitim yazıları ile hem öğrencilere hem de velilere önerilerde bulunan Eğitimci Yazar Hacı Sarı, başarının karnelerin nasıl değerlendirilmesi gerektiği ile ilgili şu bilgileri verdi. Eğitim öğretim süreci üniversite ile birlikte yaklaşık on yedi -on sekiz yılı kapsamaktadır. Önemli olan çocuklarımızın istikrarlı bir başarı düzeyini yakalamalarıdır. Zorla başarı elde edilemez, velilerden çok öğrenciler başarıyı arzulamalıdır, çocuklarımıza başarı ihtiyacını hissettirmeliyiz, ifadelerini kullandı.
Çocuklarımıza, düzenli ve yeterli çalışma alışkanlığı edindirilmelidir. Her öğrenci kendi kapasitesi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmelidir. Anne babalar kendi hedeflerini çocuklarının üzerinden elde etmek istemektedir. Bu durum ise uzun vadede mutsuz çalışanların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Başarı ; çocuklarımızın kişilikleri, insani yönleri, değerlerine yakınlığı, milli hassasiyetinin kalitesi, anne babasına saygısı gibi ölçütler de dikkate alarak değerlendirilmelidir.
Eğitimci Yazar Hacı Sarı açıklamalarını şu şekilde tamamladı. Sadece akademik başarı şartlanması çocukların tek yönlü yetişmelerine zemin hazırlamaktadır. Öğrencilerin karneleri aslında velilerin ve tüm eğitimcilerin de karnesidir. Çocuklarımız başarılı da başarısız da olsa bizim çocuklarımızdır. Onların aile ortamından, anne baba sevgisinden, kişilik ve karakter kalitesinden mahrum edilmemesi en büyük kazanım olacaktır. Tüm öğrenciler elde ettiklerinden dolayı tebrik edilmeli, eksiklikler varsa bu eksikliklerin giderilmesi için birlikte tedbirler alınmalıdır. Kızmak, aşağılamak, küçümsemek asla çözüm değildir.